Gülmeyin! Hissetmeden gülmeyin. Ağlamayın kalpsizler, hissetmeden ağlamayın. Hiçbir şeyi hissetmeden yaşıyorsunuz. Yazık size yaşadığını sanan aslında sadece var olan insan toplulukları olduğunuzun farkına varsanız, bir şeyler düzelir diyeceğim ama samimi olmam gerekirse düzelmez. Çünkü bu, en az Pala Adası ütopyası kadar imkansız. Herkes özgür olmak istiyor. Çok para istiyor. Mutlu olmak istiyor. Özgür olmak isteyenler, inançlarının kölesi. Çok paran olması için birilerinin aç olması gerekiyor. Mutlu olmaya gelince; mutluluk bir duygudur. nefret gibi, hüzün gibi... Duyguların peşinden koşmak koca bir ahmaklıktır. Olaylar duyguların sebebidir. Hayatındaki olayların çok az kısmına müdahale edebiliyorken, sonsuza kadar mutlu olmak isteği, ölene kadar para peşinde koşmak kadar aptalca bir davranıştır. Böyle şeyler yapmayın. Hayatınızı hissederek yaşayın. Anlamak için yaşayın. İlk olarak kendinizi anlayın. Ne istediğinizi anlayın. Duygularınızı anlayın. Hayatın anlamı, anlamdır.
Bunu bir düşünün derim.
Ancak anlam öznel bir durumdur. Herkes kendi bakışı kadar anlayabilir. İnsan ilişkilerinde sadece anlamak yetmez. Anlayışlı olmak da gerekir. Hayatın karmaşıklığını bu iki kelimenin ortadan kaldırabileceğini düşünüyorum. Anlam ve anlayış, hayatın üzerinde durduğu ayaklardır. Yürümek bu ayaklara bağlıdır. İşte hayat yolunda ayağınıza takılan şeyler sizin acı, hüzün gibi hissettiğiniz duygular, yürümeye devam ettiğinizde ise gördüğünüz güzellikler mutluluğunuz olacaktır. Sizden ricam mutlu bir hayat yaşayın demiyorum, zengin bir hayat yaşayın da demiyorum.
Sizden tek ricam hayatınızı yaşayın. Gerçekten hissederek yaşayın.
Yorumlar
Yorum Gönder