Mitoloji denince akla gelen Yunan’dan günümüze kalan en müstesna titan, akıllı, kurnaz ve en önemlisi insan dostu olarak nitelendirilen Prometheus. O, güç ve kudretin mutlak iktidarı nesli titanları karşısına alıp Olimpos Tanrılarının yanında yer alacak kadar akıllı ama aynı Tanrılardan ateşi çalarak insanlara verecek kadar merhametliydi.
Prometheus, ateşi tanrılardan çalıp insana vermişti. İnsanoğlunun kaderini kendinin yazması için. |
Akıllı, kurnaz, yaratıcı ve en önemlisi insan dostu olarak nitelenebilecek Prometheus.
Güç ve kudretin mutlak iktidarı, titanlara karşı savaşıp bu iktidarın hâkimiyetini ele alan Olimpos Tanrıları’nın aksine bilginin tarafları olmayı yeğlemiştir. Prometheus, “önceden gören” anlamına gelen adının hakkını vererek titan olmasına karşın titanların mağlubiyetini görmüş Olimpos Tanrıları’nın yanında yer almıştır. Diğer taraftan bakacak olursak intikamının başlangıcını yapmıştır da diyebiliriz. Sonuçta geleceğin paralelinde bir görüye sahiptir.
Prometheus, gözyaşlarını akıttığı kile şekil vererek insanın suretini oluşturmuş ve yaşam nefesini bu balçıktan suretin içine dolduran da kendisi olmuştur.
Ve insan çırılçıplak, aciz bir şekilde acı içinde başlamıştır ıstırap dolu talihine. Var olan bütün mucizelerden de bihaberdir. Bu hikâyede de insan tam anlamıyla bir mankafadır anlaşılan.
Bu kurulan yeni düzen Zeus’un sert, insafsız ve keyfine göre yönettiği egemenliği küçük düşürmüştü. Zorba Tanrıların iktidarının istekleri doğrultusunda gerçeklememişti. Zeus bu onurunu kıran hareket karşısında ateşi insanlara vermedi. Ateş deyip geçmeyelim. Bu ateş korkuları yok eden bir koruyucu, hayatın temel taşı ve uygarlığı daima ileri taşıyacak bilgiydi. Prometheus’un gönlü elbette buna razı gelmedi. Ateşi Tanrılardan çaldı ve insanlara verdi. Bunun bedeli onun için ağır olacaktı. Zeus, Prometheus’u Kafkas Dağları’nda bir yalçın kayaya zincirletip, emrettiği bir kartala da her gün karaciğerini yedirtecekti. Prometheus’un karaciğeri her günün sonunda yeniden oluşacak ve ertesi günün başlangıcında aynı acıyı tekrardan yaşayacaktı. İnsanlar ateşin yaratıcı ve yapıcı hikmetiyle uygarlığın başlangıcını sağlam bir şekilde yaparken diyetini Prometheus ödüyordu.
Yıllar boyunca süren bu acıyı Zeus’un oğlu Herakles bitirir. Prometheus, Herakles onu kurtardıktan sonra ona “ Zeus tahtından düşmedikçe işkencelerimin sonu yoktur” demiş. Bu sözleriyle özgürlüğe nasıl ulaşacağını, ona giden yolu anlatıyordu.
Prometheus efsanesinde, insan uygarlığına özgürlüğün kapılarını açanlar ile tüm imkânları sıkıca avuçlarında tutan güç ile çatışma söz konusudur.
Simgesel olarak Prometheus’un ateşi insanlara ulaştırması da bir devrimin başlangıcıydı. Ateş ile insanlık bilgiye doğal olarak yapıcı ve yaratıcı yönüne kavuşup iktidar sahiplerine direnecek, özgürlüğüne kavuşacaktı. Efsanelerin kulaktan kulağa anlatılarak ulaştığı bu yangın yeri günümüzde ne Prometheus elini uzatacak insanoğluna ne de ateşe ihtiyacımız var. Buna rağmen kafamızı çevirdiğimizde kifayetsiz muhterislere bel bağlamış birkaç ahmak görmemek elde değil. Oysaki bilgiye, özgürlüğe giden yol apaçık önümüzde duruyor.
Yorumlar
Yorum Gönder